10 Nisan 2010 Cumartesi

"İKSV’nin yönetim kurulunda yer alan Beyoğlu Belediyesi Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve İstanbul B.B. Başkanı Kadir Topbaş karşı çıkarlar mı?"

FESTİVAL, EMEK VE FAZLASI...
Birgün Gazetesi / 10 Nisan 2010

İstanbul Film Festivali protestolu bir törenle açıldı. İlk kez Emek Sineması devre dışı kalmıştı ve protestocular borazanlarını bunu protesto etmek için öttürdüler. İyi de ettiler, konuya biraz dikkat çekebildilerse ne iyi. Bir şey değişecek mi, bilemeyiz ama umudumuzu yitirmemek lazım. Bu protestonun yeri ve zamanı mıydı diye bir tartışma sürüyor. İKSV kültür hayatımıza çok önemli katkılarda bulunmuş ve bulunmayı sürdüren bir vakıf ve ben de yıllarca Caz Festivali’nin danışmanları arasında yer aldım.
İKSV’yi seviyorum, İKSV’lilerden ve de kentin kültür hayatına yapmayı sürdürdükleri katkıdan dolayı. Emek’in kapatılmasından en çok mağdur olanların başında İstanbul Film Festivali geliyor ve bu konuya festivalin başkanı Azize Tan her fırsatta dikkat çekti. Festivalin basın toplantısında da durumu protesto eden bir konuşma yapmıştı. Tan’ın Emek’in kapanmasından en çok üzülen kişiler arasında olduğundan şüphem yok. Tan’ın İKSV içinde yalnız olmadığını da biliyorum. Tan ve vakfın genel müdürü Görgün Taner, Emek Sineması önünde gerçekleştirilen eyleme de katıldılar. Fakat öte yandan vakfın onur, mütevelliler ve yönetim kurullarına baktığımızda tam da Emek’in yıkılmasına neden olan piyasa mantığının egemen olduğu bir tabloyla karşılaşıyoruz.
SİNEMA VE KENTSEL DÖNÜŞÜM
AKP’nin ve dolayısıyla devletin önde gelen bütün isimlerini bu listelerde görebilirsiniz. Tabii birçok büyük şirket ve onların büyük ortakları da buralarda yer alıyor. Bu şirketlerin temsilcilerinin ya da AKP’li isimlerin bir çoğunun piyasa mantığını, kamu yararının üstünde tutan bir zihniyete sahip oldukları açık. Daha doğrusu serbest piyasanın zaten kamu yararına olduğunu ileri süreceklerdir çoğu. İKSV kâr amacı gütmeyen ve kültür hizmeti veren bir vakıf öte yandan. Bu çelişkili yapısından dolayı Emek’in kapatılmasında hem pay sahibi, hem de mağdur durumunda kalıyor İKSV. “Emek Sineması’na seyirci gelmiyor, piyasa kurallarına göre kapanması ve yerine bir alış veriş merkezi yapılması normaldir” gibi bir argümana İKSV kurullarındaki kaç kişi karşı çıkar? Özellikle de İKSV’nin yönetim kurulunda yer alan Beyoğlu Belediyesi Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve İstanbul B.B. Başkanı Kadir Topbaş karşı çıkarlar mı? Eğer çıkıyorlarsa Emek’in yıkılmasının altındaki kararlarda niye imzaları var?
Kentsel dönüşüm politik bir süreç, İKSV’den de bir kurum olarak bu yapısıyla bu politik sürece karşı çıkmasını bekleyemeyiz. Cumartesi akşamının eylemcileri İKSV’yi doğrudan hedef almadılar zaten ama daha fazla çaba harcamaya davet ettiler. Kültürle ilgili hiç kimsenin de İKSV’yi doğrudan hedef alabilecek bir lüksü yok bu kentte çünkü İKSV’ye ihtiyacımız var. Emek’in kapatılmaması ve kentsel dönüşüm denilen yıkım ve rant projelerine karşı daha fazla mücadeleye ihtiyaç olduğu gibi.
[...]
yazının tamamı icin tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder