17 Aralık 2012 Pazartesi

Mücadele Sokakta, İnadına!



"iyi bir film görsünler.. sokağa hep birden çıksınlar"

‘sinemaya girdiğinde üstü başı az ıslaktı.. önce yüz numaraya girdi , çıktı.. bir sigara içti.. salon pek kalabalık değildi.. paltosunu çıkarıp ortalarda bir koltuğa oturdu.. gelenlerin çoğu kadın.. bir de belki iki saatlik aylaklar , okul kaçakları.. ‘şunların arasında sevilmeğe değer birkaç kişi niye olmasın.. tok karın iyimserliği mi yoksa..’ başlama saati yaklaştıkça boş yerler doluyor.. bir kadın yanındaki koltuğa doğru geldi.. kadının yüzünde sanki koyu vişne bir ağızla romalı heykel burnundan başka bir şey yoktu.. koyu vişne kıpırdadı :

- sahibi var mı efendim..

orada duran paltosunu kucağına aldı.. kadın oturdu.. çantasının üstünde uzun tırnaklı uzun parmakları vardı.. az sonra ışıklar sönünce kadın koltuğun ötesine doğru toplandı.. bu çabuk kaçış onu yanındakinin bir yerine gerçekten değmiş gibi üzdü.. içinde kıpkızıl bir öfke kabardı.. ‘hay lanet olası.. insem mi beynine..’ kendini güç tuttu.. bu öfke bir kırgınlık, bir başkalarına küsme duygusuyla karışıktı.. seveceğin sandığı insanlar bunlar mıydı.. perdede dünya haberleri gösteriliyor.. bu ‘karı’nın yanında kalırsa bir şey göremeyecek.. kalktı.. sıradan çıkarken birinin ayağına bastı.. adam hiç seslenmedi.. ‘çüş’ falan deseydi bir yanını kırardı.. gitti ilerde boş bir yere oturdu.. arkasında , alaca karanlıkta belli belirsiz kıpırdayan insan suratlarına meydan okurcasına baktı.. ama onu kimse görmedi..

iki saat sonra kalabalığın içinde , sinemadan bir dar sokağa çıkan sanki başka birisiydi.. düşünüyordu : ‘çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği , kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor.. sinemadan çıkmış insan.. gördüğü film ona bir şeyler yapmış.. salt çıkarını düşünen kişi değil.. insanlarla barışık.. onun büyük işler yapacağı umulur.. ama beş-on dakikada ölüyor.. sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu ; asık yüzleri , kayıtsızlıkları , sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar , eritiyorlar..’ saatine baktı : dört buçuğa beş vardı.. ‘eve gitsem okusam..’ durağa yürüdü.. ‘bunları kurtarmanın yolunu biliyorum.. kocaman sinemalar yapmalı.. bir gün dünyada yaşayanların tümünü sokmalı bunlara.. iyi bir film görsünler.. sokağa hep birden çıksınlar..’ kafasından geçene güldü.. duraktakiler dönüp baktılar.. kadının biri kaşlarını çattı.. sokakta kendi kendine sesli gülünemeyeceğini bilmeyen yoktu.. ‘ne adamlar be.. güldüysem güldüm , size ne..’ duramadı orada , yürüdü.. eve gitmeyecek.. içindeki ‘sinemadan çıkmış kişi’yi öldürdüler.. sağ kalan sıkıntılı , kızgın.. hep ölçülü-biçimli mi davranmak gerek.. kim demiş.. başkaları onu eve gidecek sanırken o gidip bir meyhanede içecek.. yolun çivisiz yerinden karşıya geçti.. kayıp giden otomobiller duraksadılar.. bir şoför sövdü.. o duymadı..’

Yusuf Atılgan, AYLAK ADAM


14 Aralık 2012 Cuma

22 ARALIK’TA EMEK İÇİN İSTANBUL İÇİN SOKAKTAYIZ!

EMEK SERMAYEYLE UZLAŞMAYACAK!

AKP iktidarının İstanbul’a yönelik topyekûn saldırısından Beyoğlu da nasibini almaya devam ediyor. Beyoğlu, adım adım AKP’nin vitrini haline getiriliyor. Zorbalıkla, hukuksuzlukla, el koymayla, işgalle…
Önce Tarlabaşı ile başladılar; ardından Taksim Meydanı, Taksim Gezi Parkı… Sessiz sedasız, İstiklal Caddesi’ndeki onlarca tarihi han, pasaj, bina kapatılarak dönüştürülüyor.

7 Aralık Cuma sabahı, Cercle D’orient binasının önüne kamyonlar ve polis ekipleri İnci Pastanesi ve binada kalan diğer dükkanları yangından mal kaçırır gibi zorla tahliye etti. Dükkan sahiplerine birkaç gün süre vermeyi bile çok gören Beyoğlu Belediyesi, zorbalığını tüm İstanbul’a ve Türkiye’ye bir kez daha göstermiş oldu.

Bugün bütün Beyoğlu, bir şantiye alanına dönmüş durumda. Ve bu olağanüstü durum, gitgide bizim, hepimizin normali olmaya başlıyor. Bize dayatılan bu normu, normalliği kabul etmiyoruz.
Yaklaşık 3 yıldır, hem hukuki yoldan hem de sokakta verdiğimiz mücadelenin artık son aşamasına geldik, zira Mimarlar Odası’nın Kamer İnşaat’ın yıkım projesine karşı açtığı kamu davası kaybedildi. Biz, Emek Bizim İstanbul Bizim İnisiyatifi olarak diyoruz ki, Cercle D’orient binası ve Emek Sineması, kamuya yani hepimize aittir. Bu alanlarda söz sahibi bizleriz ve bu binaları sermayeye bırakmıyor, yıktırmıyoruz!
İnsanları yerinden eden kentsel dönüşüm projelerine, bizlere dayatılan kent yaşamına ve kentsel belleğimizin yıkımına karşı çıkıyoruz!

22 ARALIK’ta EMEK BİZİM İSTANBUL BİZİM DEMEK İÇİN BULUŞUYORUZ!

TARİH: 22 ARALIK 2012 CUMARTESİ
SAAT: 16:00
BULUŞMA YERİ: TAKSİM TRAMVAY DURAĞI

9 Aralık 2012 Pazar

Emek Bizim! Yine sokaktayiz

Emek hala burada ve sermayeyle uzlasmayacak! 22 Aralik 2012 saat 16:00da Emek icin bir kez daha sokaktayiz! Detaylar pek yakinda

8 Aralık 2012 Cumartesi

08 Aralık Cumartesi Basin Aciklamasi

7 Aralık 2012 Cuma sabahı Beyoğlu’nun simgelerinden, Emek Sineması’nın da bulunduğu Cercle D'Orient  Binası’ndaki İnci Pastanesi ve diğer dükkanlar zor kullanılarak boşaltıldı. Polis kuşatması altında gerçekleştirilen bu tahliye işlemi, gündelik hayatta sık sık maruz kaldığımız faşizan tavrı bir kez daha gözler önüne serdi. Tahliyeye karşı çıkan arkadaşlarımızdan Deniz Özgür polisler tarafından  darp edilerek gözaltına alındı.
Bu hukuksuzluğa karşı 08 Aralık 2012 Cumartesi günü saat 15.00'te Taksim Tramvay Durağı'nda buluşup İnci Pastanesi'nin önüne yürüyerek basın açıklamamızı yapıyor ve sonra Taksİm Meydanı'na sahip çıkmak için Gezi Parkı'na gidiyoruz.

Taksim Gezi Parkı Yaşıyor!

Taksim Nöbeti, Taksim Gezi Parkı'nda devam ediyor!


Taksim'in yaşanan değil de, gelip geçilen bir yer olduğunu iddia edenler,
Taksim Gezi Parkı'nı elimizden almak istiyor. İçindeki bütün ağaçları
keserek ya da sökerek, yok etmek istiyor. Yerine, beton bloklar dikmek
istiyor. Ama bir şeyi ya yanlış biliyorlar ya da yanlış söylüyorlar.
Çünkü Taksim Yaşıyor! Taksim Gezi Parkı Yaşıyor!

Gelin, 8 Aralık Cumartesi gününden itibaren, her cumartesi, Taksim Gezi
Parkı"nın yaşayan, yaşanan bir park olduğunu bilen bilmeyene gösterelim.
İsteyen her zamanki gibi sporunu yapsın, isteyen piknik. İsteyen fotoğraf
çeksin, isteyen çay içsin.
Canlı müziğimiz de var. Yolda zaten Taksim Gezi Parkı'nda çalmayı seviyor.
Hep birlikte Taksim Gezi Parkı'nda zaman geçirir, eğlenir, yaşayan bir yer
olduğunu herkese bir kez daha gösteririz. Bugüne kadar Taksim Gezi Parkı
bize nefes verdi, şimdi sıra bizde.

8 Aralık Cumartesi
Buluşma: 15.00 - Taksim Meydanı Tramvay Durağı.
Basın Açıklaması: 16.00 - Taksim Gezi Parkı
Yolda Konseri: 16.30 - Taksim Gezi Parkı

3 Kasım 2012 Cumartesi

Taksim Nöbeti'ne çağrı: 4 Kasım Pazar, 17:00 PTT önü

Emek Sineması projesinin Beyoğlu'nda uygulamaya konulması öngörülen kentsel dönüşüm planından bağımsız olmadığını çok iyi biliyoruz. Masa sandalye operasyonlarıyla boşaltılan ve büyük sermayeye açılması kolaylaştırılan İstikal Caddesi, yayalaştırma adı altında elitleştirilecek ve kamusallığını yitirecek Taksim Meydanı, satışa çıkartılan okul ve hastaneler, yerle bir edilen Tarlabaşı ve yıkım tehdidi altındaki Bedrettin Mahallesi, kaçak katlarıyla kazulet gibi yükselen Demirören AVM; hepsi aynı planın parçası! Bu topyekûn saldırıya karşı topyekûn bir cevap vermek için Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla 4 Kasım Pazar günü saat 17.00’de Taksim’e sahip çıkmak için Taksim Meydanı, PTT önüne nöbet tutuyoruz. Çünkü sokaklar, mahalleler, meydanlar, parklar bizim! Beyoğlu bizim, İstanbul bizim!

İsyanbul Kültür Sanat Varyetesi



10 Nisan 2012 Salı

İKNA OLMUYORUZ, BİLETİNİZİ KESİYORUZ! | 15 Nisan | 16:30 | Taksim Tramvay Durağı




Kamer İnşaat kamuoyunun yanlış ve eksik bilgi sahibi olduğu gerekçesiyle yeni bir PR çalışması yürütmeye başladı. Oysa, ‘Grand Pera’ projesi adını verdikleri bu “yeni” proje, yine Emek Sineması’nı ‘moving’ yöntemi ile 4. kata taşıyarak, 10 salonlu bir sinema zincirinin süsü haline getirmeyi hedefliyor. Kamer İnşaat, aynı projeyi farklı kılıflarla önümüze sunarak bizi ikna edemez. Bir kez daha söylüyoruz; Emek Sineması’nın bulunduğu yerde yenilenmediği ve kapısının sokağa açılmadığı herhangi bir projeye ikna olmayacağız. Emek Sineması kamuya, yani bize aittir. Emek Sineması'nın yıkılmasına, Taksim Meydanı'nın "yayalaştırılmasına", Tarlabaşı'nın "yenilenmesine", Beyoğlu'nun satışa çıkartılmasına ikna değiliz, olmayacağız! Bu filmi seyretmeyeceğiz! 15 Nisan Pazar günü, saat 16:30’da Taksim Meydanı Tramvay Durağı’ndabuluşuyor ve Emek Sineması'na yürüyüp her beraber bu filmin biletlerini yırtıyoruz. İkna olmayan herkesi bekliyoruz.

Emek Bizim İstanbul Bizim!


BİLETİNİZ:
Biletinizi yanınızda getirmek için PDF versiyonunu indirin,
yazıcınızda bastırın!