14 Nisan 2010 Çarşamba

IKSV'nin düzenlediği Emek toplantisinda IKSVaryetesi'nin dağıttığı metin

BİRİLERİ BİZİ ‘İŞLETİYOR’!

EMEK SİNEMASI OYUNA GETİRİLİYOR!

Emek Sineması ve içinde yer aldığı adanın “restorasyonu” projesiyle ilgili gerçeklerin bir bir ortaya çıkması, öyle anlaşılıyor ki yıkım cephesini yeni taktikler geliştirmeye itmiştir.

Restorasyondan kastedilen şeyin “yıkarak yeniden inşa etme” olduğu ve Emek Sineması’nın yıkımı (8. kata klonlanarak “korunması”) ile ilgili planların gizlenemez hale geldiği bir noktada tepkilerin ayyuka çıkması üzerine, bugüne kadar konuyu oldubittiye getirmeye çalışanlar bu kez manipülasyonlardan medet ummaktadır.

İKSV’nin taraflara çağrı yaparak düzenlediği bu toplantı, iyi niyetle yapılmış olsa bile ne yazık ki bu manipülasyonlara alet olmaya çok müsait bir usül içinde yapılıyor. Yıkım planının altında imzası bulunan Büyükşehir Belediyesi ile Beyoğlu Belediyesi’nin, planı uygulamaya sokacak olan Turkmall ve Kamer İnşaat gibi ticari kurumların toplantıya davet edilmesi, onlara en hafifinden kendilerini aklama şansı ve yıkıma meşruiyet kılıfı uydurma fırsatı sunmaktadır. Oysa biliyoruz ki, Emek Sineması’nı yıkımdan koruyacaksak eğer, bu kurum ve kuruluşların rant hırsına karşı koruyacağız. İstanbul’un her yerinde uygulamaya sokulan kentsel dönüşüm felaketinin rantsal mantığını mahkum etmeden Emek Sineması’nı ve sırada bekleyen daha pek çok mimari değeri kurtaramayacağız.

Emek Sineması’nın geleceğini, oraya dozer sokmaya hazırlanan inşaat firmalarıyla ve doğası gereği sadece kar oranıyla ilgilenen ticari işletmelerle tartışmak, son derece abestir. Bunun, örneğin Sinop’a nükleer santral yapma kararını, santral inşaatı ihalesini kazanan konsorsiyuma danışmaktan ya da Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak kültürel ve çevresel zenginlikleri, baraja maddi destek veren bankaların takdir etmesini beklemekten bir farkı yoktur.

Çağrı metninde, toplantının “kamuoyunu bilgilendirme” amacıyla düzenlendiği belirtilmiştir. Günlerdir, basının ve kamuoyunun ısrarlı sorularını geçiştiren, “henüz belli değil” diye savuşturan, ekranlara yanlış paftalar gösterip kaçamak cevaplar veren bu etkili ve yetkili şahıslar, bugünkü toplantıda bizi ne kadar “bilgilendirecekler”, hangi yeni verilerle aydınlatacaklar, doğrusu çok merak ediyoruz!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın en yetkili ağzı, yıkıma gerekçe olarak koltukların yağlı ve eski olmasını gösterebilmiştir. Yakında salonun aslında depreme dayanıksız olduğu, vs. gibi argümanlar da öne sürülecektir. Kısacası, Sulukule’de, Gülsuyu’nda, Ayazma’da, Akaretler’de yaptıkları gibi, bu yıkıma da meşruiyet kılıfı uydurmak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır.

Emek Sineması’nın gerçek sahipleri inşaat firmaları değil, bu kentin sakini olan bizleriz. Onun geleceğine karar vermesi gereken de biziz.

Herkesi Emek’in “yağlı ve eskimiş” koltuklarını, rantçıların kirli hesaplarına karşı korumaya davet ediyoruz.

Emek Benim, İstanbul Benim, Yıktırmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder