Emek Sineması’na Sahip Çıkıyorum
Ben bu oyuna gelmediğimi ilan ediyor, Emek Sineması’na sahip çıkıyorum.
Güzelim salonunda izlediğim filmler için, sevgilimle ilk kez Emek Sineması’nda el ele tutuştuğum için, kendi hatıralarımın, kişisel tarihimin arkasından durabilmek için sahip çıkıyorum Emek Sineması’na.
Günden güne kapitalizmin vitrinine dönen İstiklal Caddesi’ni adımlarken utanmamak için sahip çıkıyorum.
Emek Benim, İstanbul Benim
Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ya da öncesinde Sinema Günleri’nin bütün önemli etkinliklerinin gerçekleştirildiği Emek Sineması’nın son sekiz aydır kapalı olmasına İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı başta olmak üzere tüm “sanat” çevresinin sessiz kalışına isyanım var!
Yıkanların, yıkımı gizleyenlerin, bütün bunlara şahit olup da susanların cepleri kentsel dönüşümün rantıyla dolu. AKP hükümetinin 2002’den bu yana küresel kent olma yolundaki İstanbul'da kentsel dönüşüm, yenileme, yeniden canlandırma kavramları arkasına gizlemeye çalıştığı tüm uygulamaları kamu yararına aykırı bulduğum için Emek Sineması’nın yıkılmasına karşıyım.
Yapılanın düpedüz devletin tüm olanaklarının kimilerine benzersiz kârlılıkta sermaye aktarımı olduğunu fark ettiğim sessiz kalmıyorum.
Tarlabaşı’ndan Başıbüyük’e, Fener-Balat-Ayvansaray’dan Likör Fabrikası’na, Galataport’tan Kartal’a, Üçüncü Köprü’den Dubai Kulelerine, Sulukule’den Atatürk Kültür Merkezi’ne tüm örneklerde bölge halkının yararı, hakları buharlaşıyor, kamusal gereksinimler yok sayılıyor ve kamusal olanaklar “özel” olanın hizmetine sunuluyor..
Atatürk Kültür Merkezi’nin bir kültür-sanat mekanından bir ticarethaneye dönüştürülmesi “projesi”de Sulukule'nin "temizlenmesi" de, kent merkezindeki devlet okul ve hastanelerinin satışa çıkartılması da, Ayazma sakinlerinin yerlerinden edilip TOKİ binalarına zorla yerleştirilmeleri de, Beşiktaş'taki Akaretler otobüs durağının kaldırılması da tıpkı Emek Sineması’nın yıkılması ve yerine inşaa edilecek alışveriş merkezinin en üst katına taşınması (!) gibi bu politikanın sonucudur.
Saygın Hanımlar ve Beylerin bu tür meselelerde hep hem kör hem sağır hem de dilsiz olmalarına artık bir son vermek için, paraya tamah edenle etmeyeni herkesin görmesi için, Emek Sineması’nı yıktırmayacağım.
Emek Benim, İstanbul Benim, Yıktırmıyorum.
İSYANBUL KÜLTÜR SANAT VARYETESİ
isyanbulkultursanatvaryetesi@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder