3 Nisan 2013 Çarşamba

Emek'in kapısı açıldı. Geri dönüş yok. Mücadeleye devam.

Açılışını yaptığımız gerçek film festivalinin devamında, kaldığımız yerden film seyretmeye devam etmek için 7 Nisan Pazar günü saat 16:00’da Taksim Tramvay durağında buluşup hepimize ait olan Emek Sineması’na yürüyoruz.




İÇERİ GİRDİK ve GÖRDÜK: YIKIMA BAŞLANMIŞ AMA EMEK SİNEMASI HÂLÂ YERİNDE. 
YIKIMI DURDURABİLİR; EMEK’İ GERİ ALABİLİRİZ!

31 Mart Pazar günü film festivalinin asıl açılışı Emek Sineması’nda yapıldı. Kamuya ait bir mekanı kamudan “korumaya” çalışan Çevik Kuvvet’e rağmen, Emek Sineması işgal edildi. Ya da, daha doğru bir ifadeyle, haksız ve hukuksuz olarak elimizden alınan Emek, bir süreliğine esas işgalci Kamer İnşaat’ın elinden alınarak asıl sahiplerine kavuştu. 2010’dan beri devam eden mücadelenin tüm hukuki zemini yıkılmış, yolları tıkanmış olsa da; hukukun, iktidarın ya da sermayenin Emek mücadelesinin önünde bir engel teşkil edemeyeceği ve kamunun yani bizlerin meşru  haklarımızı sonuna kadar savunacağımızı  bir kez daha gözler önüne sermiş olduk.

Yeni Kültür ve Turizm  Bakanı Ömer Çelik, Emek Sineması eyleminin ertesi günü sinemanın yıkılmayacağını sadece taşınacağını iddia eden, ezbere  bir açıklama yaptı. Görünen o ki; o ve iktidarın ağzından çıkan her şeyi tekrarlamayı kendine görev bilen  anaakım medya kuruluşları bu yalana itibar etmeye devam ediyorlar. Oysa çok uzun zamandır biliyoruz ki uygulamaya konacak projeye göre Emek Sineması yıkılacak, yerine üst katlarda, salonun sadece süslemelerini içeren çakma bir Emek Sineması yapılacak. O gün sinemanın içerisine giren yaklaşık 50 kişi gözlerimizle gördük: Emek Sineması yok ediliyor. Projeyi okumayanlar, bir sinemanın “yıkılmadan, sökülüp, olduğu gibi taşınabileceğine” inananlar, peki şimdi ne diyecek?

Yaklaşık 3 senedir devam eden süreçte, Serkildoryan binasının içerisinde taş üzerinde taş bırakmamaya vakit bulmuş olanlar, her nedense korumayı amaçladıklarını iddia ettikleri tavan süslemeleri dahil, Emek Sineması’nın içerisindeki  tarihî ve kültürel varlıkların hiç birini  koruma altına almamışlar. Çatısını deldikleri binayı sular içerisinde çürümeye terk etmekle yetinmemiş, elektrik kablolarını ortalığa saçarak işçi güvenliğini hiçe sayan bir yıkım alanı haline getirmişler.

Yine de hepimiz şahidiz, her şeye rağmen Emek Sineması hâlâ orada! Henüz geri döndürülemeyecek bir tahribat gerçekleşmemiş. Bizler yıkımı durdurabilir; Emek Sineması’nı geri alabiliriz. Emek Sineması’nın tavan süslemelerinin ve salondan koparıldığı zaman hiçbir anlam ifade etmeyecek olan isminin, bir alışveriş merkezinin dördüncü katında yeniden yapılacak bir salona konmasını ‘taşıma’ diye yutturmaya çalışanlar da bu gerçeği bilsinler. Yeni yapılacak ve işletmesi bir sinema zincirine verilecek olan bu sinema kompleksine ‘Emek Sineması’ adını vermek en hafifinden bu şehirde yaşayan insanlarla dalga geçmek anlamına gelecektir. Bu yalana kanmayacak, bu yıkıma izin vermeyeceğiz.

Son olarak, “Emek Sineması kapanmadan neredeydiniz, bu salon ticari olarak ayakta kalamıyordu, açıkken gitseydiniz bu hale gelmezdi,” diyenlere cevabımız açık ve net: Ticari film dağıtımındaki tröstleşme süreçlerinin bağımsız işletmelere verdiği zarar, seyircinin cebinden çıkacak olan 3-5 kuruşla telafi edilemez, hiçbir zaman edilmedi, edilmeyecek. Konunun, bir ticari işletmenin ayakta kalması ya da kalamamasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Emek Sineması, bir ticari işletme değil, kamu malıdır. Kamuya ait bir tarihî ve kültürel miras korunmayacaksa, bugüne kadar niye cebimizden bu vergiler çıktı? Bu miras, bir şirkete devredilsin, yıkıma terk edilsin diye mi?

Emek Sineması’nın bulunduğu yerde, olduğu gibi korunarak kamu yararına kullanılacak ticari olmayan bir mekâna dönüştürülmesi talebindeki ısrarımız bundandır. Emek Sineması mücadelesi, kamuya ait mekanların, alt sınıfların ve bağımsız kültür oluşumlarının yaşam alanlarının sermayeye tahsis edilmesine karşı yükseltilen bir sestir.

Soruyoruz: Emek Sineması’na, hepimize ait olan bir kültürel ve tarihî mekâna hep beraber sahip çıkamıyorsak eğer, hayatlarımıza nasıl sahip çıkacağız? Cevabı hep birlikte verebilmek için de, herkesi mücadeleye devam etmeye çağırıyoruz.

Emek Sineması sadece bir sinema salonu değildir! Kent hakkımız, yaşam alanı hakkımızdır!

Emek Bizim İstanbul Bizim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder