Açılışını yaptığımız gerçek film festivalinin devamında, kaldığımız yerden film seyretmeye devam etmek için 7 Nisan Pazar günü saat 16:00’da Taksim Tramvay durağında buluşup hepimize ait olan Emek Sineması’na yürüyoruz.
İÇERİ GİRDİK ve GÖRDÜK: YIKIMA BAŞLANMIŞ AMA EMEK
SİNEMASI HÂLÂ YERİNDE.
YIKIMI DURDURABİLİR; EMEK’İ GERİ ALABİLİRİZ!
31 Mart Pazar günü film
festivalinin asıl açılışı Emek Sineması’nda yapıldı. Kamuya ait bir mekanı
kamudan “korumaya” çalışan Çevik Kuvvet’e rağmen, Emek Sineması işgal edildi.
Ya da, daha doğru bir ifadeyle, haksız ve hukuksuz olarak elimizden alınan
Emek, bir süreliğine esas işgalci Kamer İnşaat’ın elinden alınarak asıl
sahiplerine kavuştu. 2010’dan beri devam eden mücadelenin tüm hukuki zemini
yıkılmış, yolları tıkanmış olsa da; hukukun, iktidarın ya da sermayenin Emek
mücadelesinin önünde bir engel teşkil edemeyeceği ve kamunun yani bizlerin meşru haklarımızı sonuna kadar savunacağımızı bir kez daha gözler önüne sermiş olduk.
Yeni Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Emek Sineması eyleminin
ertesi günü sinemanın yıkılmayacağını sadece taşınacağını iddia eden, ezbere bir açıklama yaptı. Görünen o ki; o ve
iktidarın ağzından çıkan her şeyi tekrarlamayı kendine görev bilen anaakım medya kuruluşları bu yalana itibar
etmeye devam ediyorlar. Oysa çok uzun zamandır biliyoruz ki uygulamaya konacak
projeye göre Emek Sineması yıkılacak, yerine üst katlarda, salonun sadece
süslemelerini içeren çakma bir Emek Sineması yapılacak. O gün sinemanın
içerisine giren yaklaşık 50 kişi gözlerimizle gördük: Emek Sineması yok
ediliyor. Projeyi okumayanlar, bir sinemanın “yıkılmadan, sökülüp, olduğu gibi taşınabileceğine”
inananlar, peki şimdi ne diyecek?
Yaklaşık 3 senedir devam eden
süreçte, Serkildoryan binasının içerisinde taş üzerinde taş bırakmamaya vakit
bulmuş olanlar, her nedense korumayı amaçladıklarını iddia ettikleri tavan
süslemeleri dahil, Emek Sineması’nın içerisindeki tarihî ve kültürel varlıkların hiç birini koruma altına almamışlar. Çatısını deldikleri
binayı sular içerisinde çürümeye terk etmekle yetinmemiş, elektrik kablolarını
ortalığa saçarak işçi güvenliğini hiçe sayan bir yıkım alanı haline
getirmişler.
Yine de hepimiz şahidiz, her
şeye rağmen Emek Sineması hâlâ orada! Henüz geri döndürülemeyecek bir tahribat
gerçekleşmemiş. Bizler yıkımı durdurabilir; Emek Sineması’nı geri alabiliriz.
Emek Sineması’nın tavan süslemelerinin ve salondan koparıldığı zaman hiçbir
anlam ifade etmeyecek olan isminin, bir alışveriş merkezinin dördüncü katında
yeniden yapılacak bir salona konmasını ‘taşıma’ diye yutturmaya çalışanlar da
bu gerçeği bilsinler. Yeni yapılacak ve işletmesi bir sinema zincirine
verilecek olan bu sinema kompleksine ‘Emek Sineması’ adını vermek en hafifinden
bu şehirde yaşayan insanlarla dalga geçmek anlamına gelecektir. Bu yalana
kanmayacak, bu yıkıma izin vermeyeceğiz.
Son olarak, “Emek Sineması kapanmadan
neredeydiniz, bu salon ticari olarak ayakta kalamıyordu, açıkken gitseydiniz bu
hale gelmezdi,” diyenlere cevabımız açık ve net: Ticari film dağıtımındaki
tröstleşme süreçlerinin bağımsız işletmelere verdiği zarar, seyircinin cebinden
çıkacak olan 3-5 kuruşla telafi edilemez, hiçbir zaman edilmedi, edilmeyecek. Konunun,
bir ticari işletmenin ayakta kalması ya da kalamamasıyla hiçbir ilgisi yoktur. Emek
Sineması, bir ticari işletme değil, kamu malıdır. Kamuya ait bir tarihî ve
kültürel miras korunmayacaksa, bugüne kadar niye cebimizden bu vergiler çıktı?
Bu miras, bir şirkete devredilsin, yıkıma terk edilsin diye mi?
Emek Sineması’nın bulunduğu yerde, olduğu gibi korunarak
kamu yararına kullanılacak ticari olmayan bir mekâna dönüştürülmesi talebindeki
ısrarımız bundandır. Emek Sineması mücadelesi, kamuya ait mekanların, alt
sınıfların ve bağımsız kültür oluşumlarının yaşam alanlarının sermayeye tahsis
edilmesine karşı yükseltilen bir sestir.
Soruyoruz: Emek Sineması’na,
hepimize ait olan bir kültürel ve tarihî mekâna hep beraber sahip çıkamıyorsak
eğer, hayatlarımıza nasıl sahip çıkacağız? Cevabı hep birlikte verebilmek için
de, herkesi mücadeleye devam etmeye çağırıyoruz.
Emek
Sineması sadece bir sinema salonu değildir! Kent hakkımız, yaşam alanı hakkımızdır!
Emek Bizim İstanbul Bizim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder