14 Aralık 2012 Cuma

22 ARALIK’TA EMEK İÇİN İSTANBUL İÇİN SOKAKTAYIZ!

EMEK SERMAYEYLE UZLAŞMAYACAK!

AKP iktidarının İstanbul’a yönelik topyekûn saldırısından Beyoğlu da nasibini almaya devam ediyor. Beyoğlu, adım adım AKP’nin vitrini haline getiriliyor. Zorbalıkla, hukuksuzlukla, el koymayla, işgalle…
Önce Tarlabaşı ile başladılar; ardından Taksim Meydanı, Taksim Gezi Parkı… Sessiz sedasız, İstiklal Caddesi’ndeki onlarca tarihi han, pasaj, bina kapatılarak dönüştürülüyor.

7 Aralık Cuma sabahı, Cercle D’orient binasının önüne kamyonlar ve polis ekipleri İnci Pastanesi ve binada kalan diğer dükkanları yangından mal kaçırır gibi zorla tahliye etti. Dükkan sahiplerine birkaç gün süre vermeyi bile çok gören Beyoğlu Belediyesi, zorbalığını tüm İstanbul’a ve Türkiye’ye bir kez daha göstermiş oldu.

Bugün bütün Beyoğlu, bir şantiye alanına dönmüş durumda. Ve bu olağanüstü durum, gitgide bizim, hepimizin normali olmaya başlıyor. Bize dayatılan bu normu, normalliği kabul etmiyoruz.
Yaklaşık 3 yıldır, hem hukuki yoldan hem de sokakta verdiğimiz mücadelenin artık son aşamasına geldik, zira Mimarlar Odası’nın Kamer İnşaat’ın yıkım projesine karşı açtığı kamu davası kaybedildi. Biz, Emek Bizim İstanbul Bizim İnisiyatifi olarak diyoruz ki, Cercle D’orient binası ve Emek Sineması, kamuya yani hepimize aittir. Bu alanlarda söz sahibi bizleriz ve bu binaları sermayeye bırakmıyor, yıktırmıyoruz!
İnsanları yerinden eden kentsel dönüşüm projelerine, bizlere dayatılan kent yaşamına ve kentsel belleğimizin yıkımına karşı çıkıyoruz!

22 ARALIK’ta EMEK BİZİM İSTANBUL BİZİM DEMEK İÇİN BULUŞUYORUZ!

TARİH: 22 ARALIK 2012 CUMARTESİ
SAAT: 16:00
BULUŞMA YERİ: TAKSİM TRAMVAY DURAĞI

1 yorum:

  1. Beyoğlu Çıkmazı.
    Taksim Erişilmezi.

    İstanbul dar geliyor dar. Boşalması lazım. Çıkın artık şu labirentten hepiniz, yayılın anadoluya uçsuz bucaksız topraklarımız var, dahası insan ayağı deymemiş, keşfedilmeyi bekleyen.

    Bıkmadınız mı yüz yıldır aynı beyoğlu aynı taksim. Aynı paylaşamama. Aynı düzen-düzensizlik.

    Aynı rant kavgaları.

    Nedir bu tepeyi bunca değerli kılan?
    Hınca hınç üstüste yığılmış bu tepelerin ne değeri kaldı ki,göz gözü görmüyor baksanıza. İzdiham halinde yaşıyorsunuz.

    Avuç içi kadar şehre bütün Türkiye gelip oturamaz ki!

    Niçin, Türkiye'nin bir tek altın şehri niçin İstanbul olsun ki?

    Neden anlayamıyorum ben? Hâlâ anlayamıyorum: İnsan nasıl bir mahluk ki bu zavallı görünüyor gözüme.

    Perişan görünüyor. Bir toprak parçasını altı üstü paylaşılamaması ne acıklı bir dram insan yaratığı için. Bin yıllardır. Nasıl lanet içindeyiz? Nasıl içinden çıkamadığımız bir hastalık bu; Toprak doyurmayacak mı ergeç gözümüzü, ne istiyorsunuz daha fazla? Nedir açlığımız?

    Nedir?
    Dostlar nedir?

    Sonunda hepsi sedir olmayacak mı altında uzandığımız?

    YanıtlaSil